IRAK’ A DEMOKRASİ Mİ GELDİ?
Efendim biraz araştırdık; çıkan sonuç dudaklarda uçuk oluşturacak derecede vahimdir:
-Irak’ta yaşları 11 ve 12 olan tam dört bin küçük kadın kayıp. Peki, nereye kaybolmuş bu masum çocuklar?
Kimisini parasızlık yüzünden aileleri Suriye-Arabistan-Dubai başta olmak üzere satmışlar, kimilerini de zorla kaçırıp organ-fuhuş mafyasına teslim etmişler. İşin en kötü yanıysa küçük kadınları daha sonra toplumsal aforozuna takılmış. Kısacası kaçırılan masum küçükler unutulmuşlar. Ülkelerine dönemeyenler de yaşam arenasında fuhuş bataklarında yaşayan bir hayalet olarak yaşamlarını sürdürmüşler.
İşte size o kayıp küçük kadınlardan bazılarının kısa dram hikayeleri:
Nada: Annesi tarafından 17 yaşında Ürdünlü tacirlere satılmış.Ürdün’de beş kişinin tecavüzüne uğrayan Nada tam iki sene Suriye’den gelen iş adamlarına pazarlanmış. 19 yaşında kaçmayı başarmış.
Besma:Babası tarafından 15 yaşında Suriyeli kadın tacirlerine satılmış. Zorla fuhuşa sürüklenen küçük kız polis tarafından yakalanıp, iki sene hapse mahkum edilmiş.
Şada: Kaçırıldığında 16 yaşındaymış.Şam’daki genelevlerde zorla çalıştırılmış. 2010 yılından beri izi kayıp ve haber alınamıyor.
Husn: Annesi ölen küçük kız babası tarafından BAE’deki bir aileye 6.bin dolara pazarlanıyor.Dubaili iş adamı 21 kadınlı haremine katıyor.
Bu haberleri medyadan okuyunca tüylerim diken diken oldu. Yapım:2008 “96 Saat” adlı Fransız Filmini tam üç kez izlediğimde de aynı duygu rengine boyanmıştı yüreğim. Film tam 93 dakika sürüyor.
Filmin Konusu: Genç kızları satmakla uzmanlaşmış bir Sırp-Rus çetesinin elinden biricik kızını kurtarmak için zamanla yarışmasıdır.
Özellikle kız çocuğuna sahip anne ve babalar o filmi izlemeliler.
Şimdi gelelim konumuza. Irak’ta Savaş sonrası nasıl bir sosyal hayat sürüyor?Halkın psikolojisi nasıldır?Ülkenin ekonomisi nasıldır?
Aşağıdaki rakamların tamamı 2008 yılında Irak hükümet kaynaklarınca resmi olarak yayınlanmıştır:
– Bir milyon evsiz, barksız kadın.
– Dört milyon yetim çocuk.
– İki milyon beş yüz bin şehit.
– Sekiz yüz bin kayıp.
– Üç yüz bin mahkûm.
– Dört buçuk milyon göçmen.
– İki buçuk milyon evsiz, barksız Irak’ın kendi içerisinde.
– Yetmiş altı bin Iraklı AIDS hastalığına yakalanmış durumda.
– Iraklı gençler arasında uyuşturucu madde bağımlılığı yaygın.
– Dört evlenmeden üçü boşanmayla sonuçlanıyor.
– Irak halkından %40’ı mutlak yoksulluk çizgisi altındalar.
– Irak’ın altyapıları hemen hemen tamamı tahrip edilmiş durumda.
– Yüz yirmi altı güvenlik şirketi aktif bir şekilde çalışıyorlar. Bunların yanında kayıtlara geçmeyenler de var.
– Iraklı partilere mensup 43 milis grup aktif halde.
– Mali finansları yabancı ülkeler tarafından yapılan 45 TV kanalı Irak’ta program yayınlıyor.
– Mali finansları yabancı ülkeler tarafından yapılan 67 radyo istasyonu Irak’ta program yayınlıyor.
Bir ülkeye “Nükleer Silah” tutanakları hazırlayıp, BM Güçlerini de yanına katıp, fethet: Daha sonra da yalan dolanla git otur o ülkeye.
Peki ya sonra?
Güçlü donanmanla, askerinle, son model ve ultra askeri teçhizatınla savaşı başlat; talan et, yak, yık, sivil halkı kurşunla, yetmedi misket bombaları at, o da yetmedi hastanelerini de bombala.
Hatta o ülkenin çocuklarına ve kadınlarına tecavüz et, erkeklerine işkence edip videoya kaydet, olağanüstü trajedileri yaşat. Yıllar sonra bir tek o ülkenin bir adı kalsın haritalarda…
Olacak iş mi?
Demek DEMOKRASİNİN rengi değişmiş VAHŞET olmuş. Yakında Wilson Kanunlarını da silerler ve adı SÖMÜRGECİLİK olarak tarih sayfalarına yazılır.
Allah TÜRKİYE’Yİ ve HALKINI Amerika canavarından korusun!
Aminn!
Emine Pişiren
