Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

EDREMİT’TE SENDİKALARIN MÜCADELE GÜNÜ

 TÜRK İŞ, DİSK, KAMU-SEN ve KESK tarafından ‘Mücadele Günü’ adı

 TÜRK İŞ, DİSK, KAMU-SEN ve KESK tarafından ‘Mücadele Günü’ adı altında yurt genelinde toplu olarak yapılan kitlesel grevde, uygulanan emek karşıtı politikalar sert bir şekilde eleştirildi. Balıkesir’in Edremit ilçesi ve Altınoluk beldesi, sendikalar tarafından yapılan grevlere sahne oldu.
  Edremit Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan sendika temsilcilerince Hükümetin izlediği ekonomik politika sert bir şekilde eleştirilirken, ekonomik, sosyal, özlük ve demokratik hakların güvence altına alınması istendi. Kitlesel eylemlerle mücadelenin daha da güçlenmesini sağlamak amacıyla böyle bir eylem başlattıkları öğrenilirken, dün Edremit’te yapılan eylemde Edremit Eğitim Sen Temsilciliği’nce şu açıklamalara yer verildi; “Eğitim ve Bilim emekçileri olarak, 4/B, 4/C, 50/D, taşeron, geçici vb. çalışmaya son verilmesini, herkese güvenceli iş, kadrolu çalışma hakkı sağlanmasını, eğitime yeterli bütçe, okullara ödenek verilmesini, herkese parasız, demokratik, bilimsel ve anadilinde eğitim hakkının sağlanmasını, işsiz öğretmenlerin en kısa sürede kadrolu olarak atanmasını, hizmetli ve memurların hak gasplarının giderilmesini ve sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini, üniversite özerkliğinin ve bilimsel özgürlüğün sağlanmasını, yükseköğretim, Yurt-Kur emekçilerinin sorunlarına acil ve kalıcı çözümler üretilmesini, ek ders adaletsizliğinin son bulmasını, ek ders kararnamesinin demokratik bir şekilde yeniden düzenlenmesini, cinsiyetçi yaklaşımları reddeden, demokratik tutum ve davranışları destekleyen etkin eğitim-öğretim yöntemlerinin hayata geçirilmesini, kadrolaşma, sürgün ve baskı uygulamalarının son bulmasını, toplu iş sözleşmesi ve görev hakkımızın önündeki siyasal engellerin kaldırılmasını, demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasa oluşturularak ekonomik, sosyal, özlük ve demokratik haklarımızın güvenc altına alınmasını istiyoruz.”
  Tümbel-Sen Balıkesir Şubesi Yönetim kurulu adına bir açıklama yapan İsmail Avcu ise, “Bizler daha dün Zonguldak’ta toprağın altında kalan maden işçileri için, emek için, güvenceli çalışma koşulları için, özgürlük için, demokrasi için dayanışma içerisindeyiz. Adalet, eşitlik, ve sendikal haklarımız için her zaman omuz omuzayız. Bugün ülkemizde emekçilerin yarısı kayıt dışında, kuralsız, güvencesiz çalışıyor. Esnek çalışma biçimleri kural haline geliyor, 4-B, 4-C, 50-D uygulamalarına, kölelik düzenine mahkum ediliyor. Sendikasızlaştırma yaygınlaşıyor, sendikal örgütlenmenin önüne engel üzerine engel çıkarılıyor. Örgütlenen emekçiler işten atılıyor. Biz özgürlük, eşitlik, barış ve demokrasi istiyoruz. Başta madenler ve tersaneler olmak üzere, iş kazası adı verilen cinayetler önlenmiyor, önlenemiyor. Maden kazalarının ‘kader’ olarak görülmediği bir ülke istiyoruz. Yarınlarımıza güvenle bakmak için işsizliğin ve yoksulluğun kökünün kazınmasını istiyoruz. Tüm emekçilerin grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarının anayasal güvenceye kavuşturulduğu bir ülke için sesimizi yükseltiyor, özgürlükten, eşitlikten, barış ve demokrasi taleplerimizden geri adım atmayacağımızı haykırıyoruz. 1-başta 4-B, 4-C, 50-D olmak üzere güvencesiz, kuralsız, esnek tüm istihdam uygulamalarından vazgeçilmesini ve bu alandaki yasal düzenlemelerin değiştirilmesini; İş güvencesinin çalışma yaşamında temel bir hak olarak uygulanmasını, Taşeronlaşma girişimlerine son verilmesini istiyoruz. 2- Çalışma hayatını düzenleyen yasaların ILO ve AB normlarına uyarlanması; Çalışanların örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılması; Kamu çalışanlarının grevli toplu iş sözleşmeli sendika hakkının güvence altına alınması; 3- Gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı‘nın 5‘inci ve 6‘ınca maddelerine konulan çekincenin kaldırılması; 4- Kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldıracak her türlü yaklaşımdan vaz geçilmesi. 5- İşçilere ait olan işsizlik sigortası fonunun amacı dışında kullanılmaması; 6- Kriz fırsatçılığı yapılarak emek haklarının gasp edilmemesi 7- Asgari ücretin insanca yaşamaya yeterli ücret olarak belirlenmesi 8- Çalışma hayatının sözleşme biçimleri, çalışma süreleri ve ücret yönünden insan onuruna yakışır iş temelinde düzenlenmesi için gerekenlerin yapılması. 9- İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin iş cinayetlerini de önleyecek şekilde yasal güvenceye kavuşturulması. 10- Sağlık hakkının temel insan hakkı kapsamında değerlendirilerek uygulamadaki katılım ve katkı payından vaz geçilmesi; 11- Hükümetin çalışma hayatıyla ilgili tüm konularda sendikaların görüş ve önerilerini dikkate alması ve bu doğrultuda etkin girişimde bulunması; 12- Uygulanacak ekonomik politikaların sermayeye kaynak aktarımı yerine emekçiler için istihdam yaratacak yatırımlara yönlendirilmesini istiyoruz. İşte bu yüzden bugün GREV’deyiz. Özgür, eşitlikçi, barışçı demokratik bir ülkede yaşamak, çocuklarımıza onurlu bir gelecek sunmak için bugün GREV’deyiz!. Yaşasın 26 Mayıs grevimiz, yaşasın emek ve demokrasi mücadelemiz” dedi.
 
İŞÇİ PARTİSİ DE TEPKİLERİNİ DİLE GETİRDİ
  İşçi Partisi Edremit İlçe Başkanı M.Bilal Palabıyık is,e tepkisini şu sözlerle dile getirdi; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ABD güdümlü Mafya –Gladyo-Tarikat güçlerinin eline geçmiştir. Devletimiz devlet özelliğini kaybetmekte ve dağılmaktadır. Milli ekonomimiz ABD, AB, IMF ve Dünya Bankasına teslim edilmiş ve bunun sonucu olarak fabrikalar birer birer kapanmakta, esnaf iflasın eşiğinde köylü üretemez haldedir. Tarım kredileri 8 yılda 250 kat artmıştır. Bazı yabancı bankaların tarımsal kredi kullanımını körüklemesi sonrası batağa çekilen çiftçiler şimdi yabancı bankaların hacizlerine karşı çaresizdirler. Özellikle Ege ve Trakya bölgelerinde birçok çiftçi hatta bazı köylerin tamamı yabancı bankaların haciz tehdidiyle karşı karşıyadır. Bu gidişe seyirci kalmak Türkiyemizin yıkımı demektir. Buna izin vermeyiz. Türkiye bu karanlıktan kurtulacak birikime ve güce sahiptir. İşçi partisi çözümün programını üretmiştir. Bu program bağımsızlıkçı, halkçı, kamucu, aydınlanmacı ve devrimcidir. Hepimizin yüreği Tekel işçileri, tariş işçileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiye işçileri, Yatağan işçileri, Maden işçileri için atmaktadır. Eski usul ilkel yöntemlerle sigortasız, sendikal haklardan yoksun, yetersiz denetimle zamanında ödenmeyen 700 lira maaşla günde 12 saat köle gibi çalıştırılan maden işçileri ve bu çalışma şartlarının sonucunda meydana gelen olay; Grizu patlaması. Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de 13 kişi… Bursa’nın Mustafa Kemalpaşa ilçesinde 19 kişi. Zonguldak’ta 30 kişi ve en son Malatya’nın Hekimhan ilçesinde meydana gelen göçükte 1 madem işçisi öldü. Son 3 ayda 63 şehit. Bunun adı AKP’nin özelleştirme terörüdür. Özelleştirmeye karşı mücadele bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadele namuslu, inançlı, yürekli, baskı ve tehditlerden korkmayan insanların mücadelesidir. Emek örgütlerimizin ortaya koyduğu talepler emekçilerin insanca yaşama hakları için vazgeçilmezdir. Tarihi bir sorumluluk üstelenen sendikalarımızın kararlarının arkasında durarak emekçilerin taleplerni yaşama geçirmek üzere görevlerini yerine getirmelerini bekliyoruz.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir