Nöbetçi Eczaneler
ÖNCE PROJE Mİ PARAMI?
Eskiden, para olduktan sonra proje yapmakta ne var? Basarsın parayı bir mimara, bir mühendise veya müellife yaptırırsın projeyi, diye düşünürdüm. Çok yanılmışım. İyi ki bu yanlışımdan çok geç olmadan kurtuldum.
Doğru, basarsın parayı ve yaptırırsın projeyi. Ancak bu proje ne kadar gerçekçi olur o ayrı mesele. Bir şekilde para sahibi olunup alelacele yapılan ve kapatılan yem ve un fabrikaları ülkemizde birer ibret vesikası.
Halbuki proje üretmek bir zeka, muhasebe ve matematik işi. Kolay değil, zor bir sanat. Proje gerçekçi olmalı. Ayakları yere basmalı. Soysal, kültürel ve ekonomik verilerle uyum içinde olmalı.
Yerinde, zamanında ve gerçeklerle örtüşen her proje gerekli toplumsal desteği arkasında bulacaktır. Toplumsal desteği olmayan hiçbir projenin, özellikle sosyal, kültürel ve bilimsel projelerin başarılı olma şansı yoktur.
Bir yönetici; para gelirse iş yaparım, proje üretirim, yaklaşımı içerisinde olduğu sürece, bu millet hizmet gelsin diye beklemeye mahkum olacaktır. Yönetici; bulunduğu yerin veya bölgenin şartlarını, potansiyellerini, ihtiyaç ve önceliklerini inceleyen ve gerçekçi projeleri üreten kişidir.
Toplumsal gerçeklerle örtüşen, ayakları yere basan, halkın ihtiyaçlarına cevap veren sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda zorunlu olan her proje toplumumuz ve devletimiz tarafından tasvip edilmekte ve desteklenmektedir.
Projeyi ürettik, bu projeyi hayata geçirmek için gereken parayı nereden bulacağız? Para olmadıktan sonra projenin ne önemi var? Diye düşünülebilir. Halbuki durum öyle değil. Sizin elinizde projeniz hatta proje stoğunuz olsun… O projeyi sahiplenen çok olacaktır. Bugün olmasa bile yarın gerekli finansman desteği bulunacak ve proje hayata geçecektir.
Gençliğimiz ve özellikle genç yöneticilerimiz bu gerçeği ne kadar erken yaşta öğrenirse, hem kendi başarıları açısından hem de ülkemiz açısından faydalı sonuçlar alacağımıza inanıyorum.
Fatih GENEL