Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MEZARLIKLARDA TEMIZLIK OPERASYONU

Balikesir’in Burhaniye ilçesinde, belediye mezarliklarda temizlik operasyonu baslatti

 Balikesir'in Burhaniye ilçesinde, belediye mezarliklarda temizlik operasyonu baslatti

Bu yazımda İrlandalı yazar ve siyasetçi George Bernard Shaw’un edebi ve ebedi sözlerine yer vereceğim. Ünlü düşünür: ”Yapan yapar, yapamayan eleştirmen olur.”  Der. Ben bu sözlere ister istemez gülümsedim.  Neden? O anda Aklıma Sokrates’in eşiyle ilgili sıkıntıları ve öğrencilerinin sorduğu sorular gelmişti. Öğrencilerinden biri evlenmeyle ilgili sorduğunda ”Kesinlikle evleniniz, karınız iyiyse mutlu, değilse filozof olursunuz” diye yanıt vermiş. Felsefenin babasının yukarıdaki söyleminden yola çıktığımızda anlarız ki  en iyi eleştirmen hemen yanı başımızda durduğudur. Eşimiz, dostlarımız, sevdiklerimizdir… 1800’lerin sonlarında yaşamış İrlandalı yazar; “Sonsuza dek yaşamaya çalışmayın: başarılı olmazsınız” sözlerine tesadüf edince bir süre duraksadım. Evet, bu sözlere takıldım, durdum. Düşündüm. Hem de oldukça fazla düşüneceğim bu sözü. Her sözü doğru olarak kabul edemem, etmemiz de yanlış olur zaten. Bernard Shaw çok beğendiğim, hatta zaman zaman sözlerini ülkem ve kendime ışıklı yol olarak gördüğüm bir yazardır.  Onun fakir çocukluk yıllarındaki yaşamın zorluklarını tatmasıyla şekillenen kişiliği ileriki yaşamında sosyalist olmasını sağlamış ve siyasette de aktif rol oynamasını sağlamıştır.  Toplumsal kişiliği, mizahi, siyasi bir üslup kullanarak sosyalist bilinci yansıtan bir yazardır. Liseli yıllarımda, duygu heybemin dolu dolu olduğu zamanlarımda, onun üç sözünü hiç unutmam; unutulması da mümkün değil ki. Çünkü sonsuza kadar yaşayacak bir söz etmiş yazar.Biri: “Mutluluk istemiyorum artık, yaşamak mutluluktan da asildir “  Ben kendimi ne zaman mutsuzluğun çürük merdivenlerini tırmanır görsem bu sözü anımsamışımdır. Öyle ki, beni cilalamış ve özgüvenime tampon olmuştur. Diğeri: ” Yaşam tüm insanları eşit tutar, ölüm seçkin olanı ortaya çıkarır.”Ne zaman aykırı, ukala, ezici güçleri elinde bulunduran biri görmüş olsam, hani tepeden bakan, “sadece ben, ben” diyen bir insanla yaşam sahnesinde zorunlu rol alsam, onun bir gün öleceğini, öte aleme boş gideceğini düşünür, daha da özgür bırakırım ruhumu.Bir üçüncü sözü: ”Başarısızlık, başarının anahtarıdır”Ne zaman başarısızlık basamağında olsam işte bu sözle geri inmişimdir, başarıya çıkabilecek daha farklı yollarını, adreslerini sormuş, aramış ve başarıya açılan kapıyı bulmuşumdur.Ama nedense sözlerini yaşamıma örnek aldığım yazarın “Sonsuza dek yaşamaya çalışmayın: başarılı olmazsınız”  sözünü kabul edemediğim gibi bir türlü belleğimin raflarına da sığdıramıyorum.Neden, diye soracaksınız, bu ışıltılı ve gün gibi aydınlık söze.Aklıma Pastör, Edison, Albert Einstain, Goethe, Nietsche, Hayyam, Freud, Sokrates, Adler, Young, Konficyüs, Cicero, Beethoven, Mozart, Chavkovski,  Atatürk, ve bir alay yazar, sanatçı, düşünür, bilim adamı, liderler resmi geçit yapıyor belleğimin ana sahnesinden…Hepsi de hala yaşıyorlar, bize verdiklerini uyguluyor, yaşıyor ve yaşatıyoruz onları akıllarımızda, yüreklerimizde ve yaşamda…Bir dost telefonda bana “Bizler öldükten sonra da yaşamak istiyoruz” dediğinde onaylamıştım kulağıma hoş gelen sözleri. Toplum/cu/sal düşünen çoğu kişilere ters gelecektir B.Show’un bu sözleri. İnsanlar dünyaya ilk gözünü açmasıyla bir süreç başlıyor. Adı yaşamaktır bu sürecin. Öyle ki, gözlerini kapama bu sürecin son noktası olmakta. Kısacası yaşam sahnesinde”hem alıcı hem verici” olmak üzere bu iki rolü üstlenip, sahneden çekiliyor. Bir insan sahneye çıkmadan önce hazırlanıyor, elindeki metni ezberliyor, ezber sonrası beden dilini oynadığı rolün gereği kişiliğine göre uyarlıyor, görsel imajını tazeliyor. Tabi ki, bu rollerini oynarken yalnız değildir. Onunla birlikte sahnede oynayan rol arkadaşları ve en önemli rolü üstlenen de bir reji yönetmeni vardır. Yeri geldiğinde uyaracak, yönlendirecek, fikir verecek, “yap/yapma”’larla bir karakter çizecek. Sık sık  provalarla genel provaya, oradan da sahneye taşıyacaktır oyuncuları. Peki, kim için?İşte asıl soru sormamız gereken de bu KİM veya NE İÇİN? Sorularıdır. Ben kendimce yanıtladım bu soruyu. Hani alkış tutan izleyicilerdir. Eleştirilmemizi istediklerimizdir. Beğenilmemizi, onaylanmamızı istediklerimizdir. Çünkü o yaşam sahnesinde asıl olan üstlendiğimiz rolümüzü başarıyla oynamaktır.Oyuncular sahnedeyken onları düşündüren, güldüren, neşelendiren, hüzünlendiren ve daha birçok duyguyu beyinden beyine görsel ve sözel aktarmaktır.  Bir kültür yansıması yaratarak, gönülden gönüle bağ kurmaya çalışmaktır. İnsanca yaşamayı öğretmektir. Yanlışı oynayıp, doğruyu gösterip toplumsal koşullanma tıpasını çekmektir.Tiyatro bir gerçek sanattır, insanların gelişmesini sağlayarak kendi dünya sınırlarının dairelerini genişletip, daha geniş bir dünya görüşüyle birleşir. Evrenseldir iyi bir oyuncu. Kah öğreten, kah öğrenendir.Yaşam bir tiyatro sahnesi değil midir?Bizler sınama-yanılmayla öğreniyor  ve öğretiyorken yaşamda amacımız sonsuza kadar yaşamak yaşatmak değil midir?İşte B.Show’la söze başladım onun şu sözleriyle de sizi baş başa bırakacağım. ”İnsan hayatında iki feci olay vardır: Biri insanın çok istediği şeyi elde edememesi, diğeri de etmesidir.” Biraz da siz düşünür müsünüz? “ birincisini anladım da peki ikincisi neden feci?”  diye..Ve biz en çok da şu hataya düşüyoruz: Rollerimizi oynadığımız yaşam sahnesinde şu muhteşem tiyatro eserinin asıl sahibini, yani yazan bir yazarı unutuyoruz. Sözü burada Ö.Hayyam alıyor ister istemez:“Bu dünya bir sahne, Kuklacı da felek usta, Biz insanlar birer kukla, Oyun bitti mi, kuklalar sandıkta.”Şu fani dünyada insan ne gerçekten kaçabilir ne de ölümden. Hele ki, bir dakika öncesi geçmişimiz oluyorken… En iyisi anı güzel yaşamak. Çünkü hayat zaten kendini yeniden yaratıyor. Sevgiyle…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir