MİLLETVEKİLİ AYDOĞAN EDİP UĞUR’A SERT ÇIKTI

Ülkemizin en büyük sorunlarından biri “Barışık” olmamaktır. Gelin barışalım. Önce kendimizle barışalım. Kendisiyle barışık olmayandan başkasıyla barışık olmasını bekleyemeyiz.

Sağcılar, solcular, dindarlar, laikçiler, doğulular, batılılar, liberaller, sosyal demokratlar, muhafazakarlar…gelin barışalım. Aynı geminin yolcuları, aynı kaderin mahkumları tek yumruk olalım.

Cumhurbaşkanlığından, Başbakanlığa, Meclis Başkanlığından Genel Kurmaya, YÖK Başkanlığından Anayasa Mahkemesi Başkanlığına, Yargıtay’dan Danıştay’a gelin barışalım….Aynı Bayrağın altında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurlu birer vatandaşları ve kurumları olarak gelin barışalım….Kalbimiz aynı tempoda çarpsın, müziğimizi aynı nota ile söyleyelim.Ülkümüz bir olsun. Ülkümüzle Türkiye Cumhuriyeti Devleti 21. Yüzyıla damgasını vursun.

Birbirimizden korkmayalım, birbirimizin niyetlerini okumayalım. Yanlış bile olsa fikirlerimizi açıklamaktan çekinmeyelim. Yanlışta olsa başkasının fikirlerine saygı duyalım. Çelişmeyelim, çekişmeyelim. Hiç birimizin vatan perverliğini sorgulamayalım. Ülkümüz bir olsun. Daha doğrusu her Türk vatandaşının kabullendiği, tartışılmayan ülkülerimiz olsun. Giyim şeklimiz, yaşam tarzımız farklı bile olsa tartışmadığımız ortak doğrularımız, evrensel değerlerimiz ve ülkülerimiz olmalı. Türkü, kürdü, lazı, çerkezi hepimiz bu güzel cennet vatanın asil, mağrur ve eşit vatandaşlarıyız. Hiç kimse etnik kökeniyle övünmemeli, hiç kimse de etnik kökeniyle küçümsenmemeli. . Hepimiz T.C. vatandaşı olmakla gurur duymalıyız.

Hiç kimse bu güzel ülkenin vatandaşı olmaktan daha yüce bir makam peşinde koşmamalı. Sen benim kim olduğumu biliyor musun diye sormamalı….

Hiç birimizin kişisel zevkleri, sübjektif yaklaşımları, bireysel fikirleri veya ideolojik düşünceleri ortak paydamız olamaz. Ortak payda ortak ülkülerimiz ve evrensel hukuk kuralları olmalı. Ülkülerimizi ve hukuku üstün tutalım. Kanunlar yanlış bile olsa hukuktan ayrılmayalım.

Aynı ülkenin vatandaşları ve aynı devletin kurumları kavga edemez….kavga ediyormuş gibi görüntü de veremez.

Hiç kimse bu güzel ülkenin vatandaşı olmaktan daha yüce bir makam peşinde koşmamalı. Sen benim kim olduğumu biliyor musun diye sormamalı….

Aynı ülkenin vatandaşları ve aynı devletin kurumları kavga edemez….kavga ediyormuş gibi görüntü de veremez.

Ya güçlü bir devlet olup, 21. yüzyıla damgamızı vuracağız ya da “devlet içinde devlet” yaklaşımıyla birbirimizi yıpratıp potansiyellerimizi ve enerjimizi heba edeceğiz. Devlet, Yasamasıyla, Yürütmesiyle ve Yargısıyla canını bu memleket için seve seve feda eden bu asil milletle barışık olduğu zaman, bu devletin ve bu milletin şahlanışına tüm dünya şahitlik edecektir.

Yüz yıllık, iki yüz yıllık, hatta 500 yıllık planlarımız, hedeflerimiz ve devlet politikamız olsun. Ülkümüz bir ve büyük olsun. İnsan, ülküsü, ideali ve hedefi kadar büyüktür. Büyük düşünüldüğü ölçüde büyük işler yapılabilir. Küçük düşünüp, günü birlik yaşayıp büyük işler yapılamaz.

Gelin paylaşalım. Mutluluklarımızı, sevinçlerimizi, duygularımızı, ülkülerimizi paylaşalım. Mutluluklarımızı paylaşarak arttıralım. Sevinçlerimizi paylaşarak çoğaltalım. Duygularımızı paylaşarak coşturalım. Ülkülerimizi paylaşarak büyütelim. Gelin ekmeğimizi, aşımızı., katığımızı, azığımızı, kederlerimizi, dertlerimizi bölüşelim. Bölüşelim ki devlet ve millet, devletin tüm organları ve milletin her ferdi barışık olsun.

Gelin barışalım ve bizim Yunus gibi haykıralım:

“ Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz”